Öyle haklı gibi konuşmuştu ki aldandım ona. Tek taraflı dinleyip yargıda bulundum. Halbuki daha yeni okumuştum Hz.Davud'un Kur'anda geçen kıssasını, Allah'ın bize adaletli olmamız için aktardığı kıssayı...
Hani Hz.Davud'a iki kişi gelmişti de o sadece birinin konuşmasını dinledikten sonra hüküm vermişti. Sonra bu davranışının adaletli olmadığını farkedip tevbe etmişti... İki kişiyi de dinlemeli ona göre hüküm vermeliydi oysa.
Kur'andaki kıssalar tarihi bir olayın aktarımı için yer almıyor, farkettiysen olayların yeri ve zamanı net belirtilmez.
Nedeni şu; verilen kıssadan, anlatılan hikayeden, ders almanı sağlamak, hata yaptığında nasıl davranacağını öğrenmeni sağlamak...
Şimdi daha dikkatli olmalıyım, çünkü bildiğimi uygulamam gerekir öyle değil mi?
Aslında direndim inanmamak için ama bir an bilemedim işte ne yapmam gerektiğini. Tanıdığım biri, yakın arkadaşım hakkında bana bir şeyler anlattı, kötü şeyler... Ben onun böyle şeyler yapmayacağını biliyordum, yapmazdı.
Ama o tanıdığım kişi öyle savundu ki attığı iftirayı..kandım ona. Arkadaşıma sormadan onun dediğine inandım. Yargısız infaz...
Kırdım arkadaşımın kalbini... Yalnız bıraktım onu çıktığımız dostluk yolculuğunda...
Ve yeni öğrendim ki arkadaşım masummuş. Kalbimin dediği gibi, arkadaşım masummuş!
Ben nasıl kötü zanda bulundum böyle ya Rabbi!
Affet Allah'ım!
Kalbimi dinlemeliydim, arkadaşıma sormalıydım.
Nasıl yaptım bunu?
Özür dileyeceğim arkadaşımdan. Kur'an'ın anlattığı kıssalara tüm yüreğimle sahip çıkacağım bundan sonra.
Tüm yüreğimle, hâl ve hareketlerimle.
Sana o davacıların haberi geldi mi? Hani mihraba (Davud'un bulunduğu yere girmek için) yüksek duvardan tırmanmışlardı.
Ansızın Dâvûd'un yanına girdiklerinde, onlardan korktu. Onlar şöyle demişlerdi: “Korkma, birbirine haksızlık etmiş iki
davalıyız. Aramızda adaletle hükmet, adaletten ayrılma, bizi doğru çözüme ulaştır.”
'Bu benim kardeşimdir, doksan dokuz koyunu vardır, benimse bir tek koyunum var.
Buna rağmen 'Onu da benim payıma (koyunlarıma) kat' dedi ve bana, konuşmada üstün geldi.'
Dedi ki: "Andolsun, o senin koyununu kendi koyunlarına (katmak) istemekle sana zulmetmiştir.
Zaten toplumsal hayatı paylaşan insanlar genellikle birbirlerine haksızlık ederler.
Sadece iman edip dürüst ve erdemli davrananlar hariç. Ama onlar da ne kadar azdır!" Derken Davud bizim kendisini
imtihan ettiğimizi farketti ve hemen Rabbinden bağışlanma diledi. Baş eğip iki büklüm bir halde tevbe ederek O'na yöneldi.
Biz de onu, verdiği bu hükümden dolayı bağışladık. Katımızda onun bir yakınlığı ve güzel bir yeri vardır. Sâd 21-25
BÜŞRA ŞÜKRAN
SELAMÜN ALEYKÜM.maalesef bu hataları hayatımız içinde çoğunlukla farkında olmadan yapıyoruz.Rabbim bağışlasın bizleri.
YanıtlaSilVealeykumselam. Amin, hatalarımızdan dönebilmeyi, doğruyu bulabilmeyi nasip etsin Rabbimiz.
SilSağolun. :))
CANIM SELAMÜNALEYKÜM
YanıtlaSilŞİMDİ SEVGİMİN BLOGUNDA GÖRDÜM VE KOŞA KOŞA GELDİM BLOGUNUZA
İYİKİDE GELMİŞİM GÜZELLLİKLER BULDUM
ALLAHA EMANET OLUN
Vealeykumselam, güzel bir yürek daha katıldı blogumuza desenize :)) Allah razı olsun, sizde.
Silinsanların tabiatında var hata yapmak, ne mutlu hatalarından ders çıkarabilen güzel insanlara, ne mutlu sana :))
YanıtlaSilDoğru, kusursuz insan yok, kusurundan dönen insan olmak mühim. Olay bizatihi başımdan geçmedi, benim, sizin, kısacası bizlerin başından geçtiğini bildiğim bir olaya Kur'anî nasıl bakabilirimdi amacım. İnşaAllah başarılı olmuşumdur.
SilDeğerli yorumunuz için sağolun. :)
Benim de çok sevdiğim bi yakınımla,buna yakın bişi gelişti.Bana hiç sormadan benim yaptığım davranışın üzerine yorum yapıp kırılmış..Ne oldu anlat açıklayım,dedim ama anlatmadı,ne yazık ki o kadar inanmıştı ki kendi fikrine...
YanıtlaSilHala bekliyorum neden diye sormasını....
"İKİ TARAFI DİNLEMEDEN VERİLEN KARAR DOĞRU OLABİLİR AMA ADİL OLMAZ"söyleyenini hatırlamıyorum:)