Bir varmış bir yokmuş.
Ülkelerden birinde aynı evde yaşayan iki yabancı varmış.
Bunlar birbirine çok uzakmış.
Birbirlerini dinlemez, birbirlerine bağırırlarmış.
Evlilik de bu ikisi için bir OYUNMUŞ, evliliklerini hiç ciddiye almazlarmış.
Oyuncak gibi birbirleriyle oynarlarmış.
Oyuncak gibi birbirleriyle oynarlarmış.
Oyuncakları kırılsa yada bozulsa tamir etmez bir kenara kaldırır yada çöpe atarlarmış.
Hep oyunlarında birinden biri mızıkçılık yapar, diğerini kırarmış.
Hem de gözleri de hep başkalarının oyuncaklarındaymış.
Kendi oyuncaklarının kıymeti bilmez, hep başkasının oyuncaklarını beğenirlermiş.
Ve bazende oyuncaklarını değiştirmeye çalışırlarmış.
Biri arabayı, gemi yapmak,
Diğeri bebeğini, uçak yapmak istermiş.
Ama ne araba gemi oluyormuş, ne de bebek uçak.
Bu sefer ellerindeki oyuncaklarda bozulurmuş sonucunda da hep mutsuz olurlarmış hemde çocuklarını mutsuzluklarına ortak ederlermiş.
Oyundan çıkıp bir türlü gerçek hayatı yaşamazlarmış.
Çünkü gerçek hayatı yaşamak, bir şeyler için çabalamak, karşısındakini değiştirmeden mutlu olmak bu ikisine de zor gelirmiş.
Zor gelirmiş, çünkü mutlu olmayı istemezlermiş.
İsteseler başarabilirlermiş ama inat uğruna mutluluğu ellerinden kaçırırlarmış.
Ellerinde sadece gözü yaşlı günler, bağırış çağırışlı kavgalar, huzursuz dakikalar ve mutsuz çocuklar varmış.
Kendileri de bu durumdan memnun değilmiş. Ama evlerinde gurur diye bir canavar yaşarmış.
Bu ikisinin mutlu olmasına hiç izin vermezmiş.
Bu gurur canavarını yüreklerinden uzaklaştıra bilseler pek ala mutlu olabilirlermiş.
Ama bu canavar onları öyle ele geçirmiş ki buna izin vermezmiş.
Belki bir gün bu canavarı yüreklerinden ve yuvalarından atıp evlerinden mutlu mesut yaşarlarmış.
Gurur canavarından kurtulmak dileğiyle...
aminnn :) bir gurur birde nefis bıraksın inşallah yakamızı :)
YanıtlaSilAmin, inşaALLAH.
YanıtlaSil