Okunmayan Mektup - Okunmayan Kur'an!

Bir arkadaşınız size mektup yazsa, siz de bu mektubu hiç açmadan öpüp koklasanız, elinize alıp duygulansanız, odanızın baş köşesine koysanız, arkadaşınızın size mektupta ne dediğini hiç bir zaman öğrenebilir misiniz?

....O kitap, ancak Allah'tan gelmiş bir öğüt ve apaçık bir Kur'ân'dır. Diri olanları uyarabilsin ve kâfirlere ceza hak olsun diye. Yasin: 69-70

İşte kendisi hakkında hiçbir kuşkuya yer olmayan bu ilahi kelam, takva sahipleri için bir hidayet rehberidir. Bakara:2  

Doğrusu Kur'ân, sana ve kavmine bir şereftir. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.  Zuhruf: 44

Bu Kur'ân, insanlar için basiret/aydınlık nurları; kesin olarak inanan bir toplum için hidayet ve rahmettir. Câsiye: 20

Elbet biz gönülden inanacak herkes için ayetlerimizi açık ve anlaşılır kılmışızdır. Bakara: 118

İşte Allah aklınızı kullanabilesiniz diye, size mesajlarını böyle açıklıyor. Bakara: 242

Size ayetlerimizi açıkladık; belki akıl erdirirsiniz. Âl-i İmrân:118

 

Bu, Rabbinin doğru yoludur. Biz, öğüt alacak bir kavim için âyetleri ayrıntılı olarak açıkladık. En’âm: 126

Biz bu Kur'ân'da insanlara, öğüt alsınlar diye her türlü örneği verdik. Zümer: 27

Kur'ân, uydurulabilecek bir söz değildir. Aksine Kur'ân, kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi açıklayan; iman eden toplum için bir rahmet ve bir rehberdir. Yûsuf: 111

Okunmayan Mektup - Okunmayan Kur'an!
Güzel bir benzetme:

 Bir arkadaşınız size mektup yazsa, siz de bu mektubu hiç açmadan öpüp koklasanız, elinize alıp duygulansanız, odanızın baş köşesine koysanız, arkadaşınızın size mektupta ne dediğini hiç bir zaman öğrenebilir misiniz?

Öğrenemezsiniz! Aksine sadece mektuba saygı göstermiş, yazanı hiçe saymış olursunuz.

Kur'an'da öyle; onu öpüp koklasanız, odanızın baş köşesine assanız, anlamadan sadece lafzını okusanız, Kitabın bildirdiğine değil, maddesine, kalıbına saygı duymuş olursunuz, bunu yapmanız da göndereni hiçe saymak olur.
Size bildirdiklerini açıp merak etmemek büyük saygısızlık olur.

Sınavımız ondanken sınava çalışmamak( Zuhruf: 44) ne derece doğru?

Hayat bir sınav, buna inanıyorsak, çalışmamak ne derece doğru?

Hayır! Can köprücük kemiğine dayandığında, “Kim tedavi edecektir?” dendiğinde, onun kesin ayrılış olduğunu anladığında, bacaklar birbirine dolaştığında, o gün sevk yeri yalnızca Rabbinin huzurudur.
Ne doğruladı, ne de kulluk görevini yerine getirdi. Fakat yalanladı ve yüz çevirdi. Sonra da çalım sata sata yürüyerek ailesine gitmişti. Sana yazıklar olsun, yazıklar! Tekrar tekrar sana yazıklar olsun, yazıklar! Kıyame: 26 - 35

Rabbimizin ''Sana yazıklar olsun, yazıklar! Tekrar tekrar sana yazıklar olsun, yazıklar!''  sözüne muhatap olmayanlardan ve bu yolda çalışanlardan olmak temennisiyle! 


Gülşah D.